İçerik Başlıkları
Eczacılık Fakültesi tercih etmeli misin?
Üniversite yıllarını hem sosyal hem de mesleki açıdan oldukça aktif geçiren yeni mezun bir eczacı olarak, kişisel tecrübelerim üzerine inşa ettiğim bu yazıyı sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyacağım. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden Haziran 2020’de onur öğrencisi olarak mezun oldum.
Neden eczacılık?
Fakültedeki ilk dersimizde Farmakognozi1 hocamız Prof. Dr. Afife MAT bize şu soruyu yöneltmişti:
Sınıfın büyük bir çoğunluğunun el kaldırdığını hatırlıyorum. Hocamız buna karşılık kimlerin isteyerek bu bölüme geldiğini sorduğunda ise bu sayı bir elin parmaklarını geçmiyordu. Ben de çoğunluk tarafında yer alıyordum. Psikiyatrist olmak isteyen bir lise öğrencisiyken puanımın tıp fakültesine yetmemesi sonucu eczacılık yazmıştım. Şimdi geriye dönüp baktığımda ise bu kararı aldığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Çünkü üniversite yıllarımdaki kendimi keşfetme sürecim, eczacılığın benim için tıptan daha doğru bir karar olduğunu gösterdi.
Eczacılık Fakültesi bittiğinde Eczacılık hala senin için doğru bölüm olacak mı?
Bu soruyu iki alt başlıkta incelemenin daha doğru olacağını düşünüyorum.
- Eczacılık eğitimi sana uygun mu?
Eczacılık eğitimiyle ilgili bilmen gereken ilk şey yoğun bir laboratuvar programının olduğudur. Maalesef hiçbir zaman laboratuvar uygulamalarından çok keyif alan bir öğrenci olmadım. İtiraf edeyim, birçok kez bu pratiklere hiç girmek istemediğim de oldu. Bu noktada benim motivasyonumu diri tutan yegâne şey hedeflerimdi. Eğer sen de laboratuvarda çalışmaktan hoşlanmayacağını düşünüyorsan, fakat eczacılıkta kendine uygun bir çalışma alanı keşfettiysen hedeflerine giden yolda bu gibi durumları göze alabilirsin.
Eczacılıkta yoğun kimya dersleri alacaksın. ”Kimya seviyorsanız bu bölümü seçin.” klişesinden bahsetmeyeceğim. Çünkü lisede ne kadar seversen sev; Genel Kimya, Analitik Kimya, Organik Kimya ve Farmasötik Kimya olarak devam eden bu yolda bazen yorulacaksın. Ben Genel Kimya, Analitik Kimya ve Organik Kimya’yı yüksek notlarla geçmeme rağmen Farmasötik Kimya 1’den sonra zorlandığımı hissetmiştim. Bitki Morfolojisi’yle başlayıp Farmasötik Botanik, Farmakognozi ve Fitoterapi ile devam eden bitki derslerin olacak. Eğer bitkilere ilgi duyuyorsan eczacılık seni fazlasıyla tatmin edecektir.
Etkin ve yardımcı maddeler kullanılarak çeşitli farmasötik ilaç şekillerinin (tablet, kapsül, şurup, krem vs.) tasarlanması ve bunların üretimini konu alan Farmasötik Teknoloji derslerin olacak. Birçok arkadaşım bu dersin çok zor olduğunu düşünse de üniversite yıllarımda hiç zorlanmadığım dersler arasında Farmasötik Teknoloji bulunuyordu. İlaç endüstrisinin üretim kolunda yer almak isteyenler için bu dersler çok keyifli geçecektir.
Farmakoloji ile başlayıp Farmakoterapi ve Farmasötik Bakım ile devam eden dersler alacaksın. Farmakolojide ilaçların etki mekanizmalarını ve vücuda ne gibi etkilerinin olduğunu görürken, Farmakoterapi ve Farmasötik Bakım’da ilaçların tedavide ne şekilde kullanıldığını ve hastaların ilaçlardan en iyi şekilde yararlanması için eczacıların neler yapması gerektiğini öğreneceksin. ”Bunlar ne işime yarayacak?” sorusunu çok fazla soramayacağın bir ders olan Farmakoloji, tüm dersler arasında en keyif aldığım ve en çok sevdiğim alandı.
- Eczacılıkta sana uygun bir çalışma alanı var mı?
Eczacılığın çalışma alanlarından bahsetmeden önce kişiliğin ve yapmaktan keyif aldığın aktiviteleri analiz etmeni öneririm. Uzun, zor ama bir o kadar da keyifli olan bu süreçte kendini keşfettiğinde sürprizlerle karşılaşabilirsin. Üniversiteye başladığımda henüz Farmasötik Kimya dersini bile almadan bu alanda akademisyen olacağımı düşünmüştüm. 5 sene boyunca eczacılığın neredeyse her alanında staj yaptıktan sonra ise aklımın ucundan bile geçmeyen başka bir alanda kariyerime devam etmek istediğimi fark ettim.
Eczacılık fakültesine başlamadan önce mesleğimin bu denli geniş çalışma alanlarına sahip olduğunun farkında değildim.
Herkes gibi ben de eczane eczacılığı ve ilaç firmalarından haberdardım sadece. Eczacılığın bu iki alandan ibaret olmadığını öğrenmemle birlikte 1. sınıfın sonunda şöyle bir karar aldım: Mesleğimin her alanında staj yapacaktım ve böylece bana en uygun alanı keşfetmek için bir hayli sürem olacaktı. Bu düsturda 5 sene boyunca birçok farklı yerde staj yaptım. Şimdi bu staj deneyimlerimden de faydalanarak çalışma alanlarımızdan bahsetmek istiyorum:
İlk stajımı ikinci sınıfın yazında serbest eczanede yaptım. 2013 ve daha sonraki yıllarda eczacılık fakültelerine giren ve mezun olduktan sonra serbest eczanelerde çalışmak isteyenler için en az bir yıl süreyle serbest eczanelerde ya da hastanelerde yardımcı eczacı olarak çalışma zorunluluğu bulunuyor. Ayrıca serbest eczane sayıları, ilçe sınırları içindeki nüfusa göre en az 3500 kişiye bir eczane olacak şekilde düzenleniyor. Bu noktada 2013 ve sonraki yıllarda mezun olan eczacılar için eczane açmanın önünün kapandığını söyleyebiliriz. Eczacılık fakültesini tercih edecek adayların bu bilgiyi göz önünde bulundurması ve diğer çalışma alanlarını değerlendirmesi onlar için daha faydalı olacaktır.
Üçüncü sınıfın yazında yurtdışında staj yapmak istediğime karar verdim ve IPSF (Uluslararası Eczacılık Öğrencileri Federasyonu)’nin organize ettiği SEP (Öğrenci Değişim Programı) ile birlikte İspanya’ya gittim. Gittiğim şehirde tek seçeneğim laboratuvar stajıydı. Bu nedenle en sevdiğim derslerden biri olan Farmasötik Teknoloji’yi tercih ettim ve bir ay boyunca Farmasötik Teknoloji Ana Bilim Dalı’nda kontakt lensler üzerinde çalıştım. Laboratuvar stajları akademide ilerlemek isteyip istemeyeceğini büyük ölçüde belirleyecektir. Bunun yanı sıra tek başına mı yoksa takım halinde çalışmayı mı daha çok sevdiğini de anlayacaksın. Sabırlı, detaycı ve meraklı bir kişiliğe sahipsen ve araştırma yapmaktan keyif alıyorsan büyük olasılıkla akademik hayat seni tatmin edecektir. Yeni açılan eczacılık fakültelerindeki öğretim görevlisi eksiklikleri de göz önüne alındığında senin için uygun bir çalışma alanı olacaktır.
Dördüncü sınıfın yazında hastane eczanesinde staj yaptım. Hastane eczacılığı denildiği zaman, hastalar ve hekimlerle birlikte aktif olarak klinikte yer aldığın bir çalışma şekli canlanabilir zihninde. Fakat hastane eczacıları; hastanede kullanılacak ilaçların tedarik edilmesini, saklanmasını ve servislere ulaştırılmasını sağlamakla yükümlüdür. Eczacıların hastane eczanesine atanmak için herhangi bir sınava girmesi gerekmiyor şu an için, atama işlemi kura yoluyla gerçekleşiyor. Fakat en son yapılan atamadaki toplam kontenjan sayısının 156 ve başvuran eczacı sayısının 2000’in üstünde olduğunu düşünürsek hastane eczacılığına bel bağlamamak gerektiği açıkça ortadadır. 60 günlük zorunlu yaz stajımı hastane eczanesinde, serbest eczanede ve laboratuvarlarda tamamladıktan sonra 5. sınıfta endüstri eczacılığını araştırmaya başladım.
4 senenin sonunda kafamda bir şeyler şekillenmeye başlamış ve ilaç firmalarındaki belirli departmanların bana uygun olabileceğini düşünmüştüm. Eczacılar ilaç firmalarında farmakovijilans2, ruhsatlandırma, pazarlama, medikal, klinik araştırmalar, üretim, kalite güvence, kalite kontrol ve AR-GE gibi departmanlarda çalışabilmekteler. Üretim, kalite güvence, kalite kontrol ve AR-GE departmanları fabrikalarda yer alırken; farmakovijilans, ruhsatlandırma, medikal, klinik araştırmalar ve pazarlama departmanları merkez ofiste yer alıyor. Bu noktada fabrikada mı yoksa beyaz yakalı olarak mı çalışmanın sana daha uygun olduğunu keşfedip kariyerini bu kararına göre şekillendirebilirsin. Eğer beyaz yakalı olmak istiyorsan günlerini ofiste mi yoksa sahada mı geçirmenin seni daha mutlu edeceğine göre departmanlar arasında bir seçim yapabilirsin. Örneğin; pazarlama alanında çalışmayı düşünürsen zamanının büyük çoğunluğunu hekimler ve eczacılarla birlikte sahada geçireceksin demektir.
5. sınıfta staj yapmak istediğim departmanları Pazarlama ve Medikal olarak belirledikten sonra güz döneminde seçmeli olarak Klinik Eczacılık dersi aldım. Eczacılık fakültesini tercih edecek adayların hastane eczacılığıyla ilgili zihninde canlanan imgeler aslında Klinik Eczacılık ile örtüşüyor. Eczacılıkta Uzmanlık Sınavı (EUS) ile birlikte gelen iki uzmanlık alanından biri olan Klinik Eczacılık; hastanede hasta profili oluşturmak, ilaç danışmanlığı yapmak, ilaç etkileşimlerini önlemek ve ilaçların izlenmesi gibi pek çok görevi kapsar. Klinik Eczacılık, eczacının tüm eczacılık bilgilerini hasta yararına kullandığı bir halk sağlığı bilimidir. Yani klinik eczacılık sadece hastanelerde değil, eczanelerde de verilen bir hizmettir ve ”hasta odaklı eczacılık” anlamına gelmektedir.
EUS ile birlikte gelen diğer uzmanlık alanı ise Fitofarmasi’dir. Fitofarmasi, hastanın bitkisel ilaç tedavisini düzenleyen ve tedavide kullanılan bitkisel ürünlerde kalitenin, etkinin ve güvenilirliğinin kontrol altına alınmasını sağlayan bir uzmanlık alanıdır. Eğer bitkiler ilgini çekiyorsa bu alanda uzmanlaşmak isteyebilirsin.
EUS’la alakalı sayısal verilere göz atacak olursak şimdilik ümit vaat edici bir tablo görüyorum ben. 2019 yılında yapılan EUS’ta 22 kişilik bir kontenjan açılmıştı. Bu sayıyı gördüğümde ciddi bir şekilde hayal kırıklığına uğramıştım. Fakat tercih yapan aday sayısının 58 olduğunu fark edince, en azından şu an için kontenjan-başvuru dengesinin sağlandığını fark ettim. İlerleyen dönemlerde kontenjanların artacağı söylense de artan fakülte sayıları ve eczane açma yolunun kapanması bu dengeyi bozacaktır diye tahmin ediyorum.
Yukarıda saydığım çalışma alanları dışında Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK), Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve Adli Tıp Kurumu da çalışabileceğin alanlar arasında yer alıyor. TİTCK bu sene yabancı dil yeterliliği olan 20 eczacı kontenjanı açtı ve maalesef çok sık alım yapmıyor. Fakat başvuran kişi sayısının da az olduğunu biliyorum. 1. sınıftayken Adli Tıp Kurumu’nda eczacıların çalışabildiğini öğrendiğimde çok heyecanlanmış ve büyük bir Sherlock Holmes hayranı olarak çok da merak etmiştim 🙂 Her ne kadar adli konular ilgi çekici olsa da eczacılar bu kurumda analiz kısmında çalışıyorlar, yani Analitik Kimya laboratuvarı gibi düşünebilirsin.
Eczacılık eğitiminin dezavantajlarına gelirsek…
Maalesef çok ezber yapacaksın. Bunun can sıkıcı olduğunu biliyorum, ama sağlık bölümlerinde kaçınılmaz bir durum bu. Tüm bu derslerin yanında toplam 120 gün zorunlu stajın bulunuyor. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde bu süre 60 gün yaz ve 60 gün dönem stajı olarak bölünmüş durumda. 60 günlük yaz stajını 2., 3. ve 4. sınıfların yazında; 60 günlük dönem stajını ise 20 günü güz döneminde ve 40 günü bahar döneminde olmak üzere 5. sınıfta tamamlaman gerekiyor.
Eczacılığın sana uygun olduğunu anladın. Peki hangi eczacılık fakültesini tercih etmelisin?
Eğer tüm seçenekleri değerlendirip eczacılık okumakta karar kıldıysan aramıza hoş geldin!
Bu noktada hangi fakülteyi tercih edeceğin konusunda kafan karışabilir. Büyük şehirlerden birinde yaşıyorsan şehrindeki tüm eczacılık fakülteleri aşağı yukarı aynı olacaktır. Ben özel okulda okumak istemediğim için önümde iki seçenek vardı: Marmara Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi. Herkesin önceliği farklı olabilir ama benim en çok dikkat ettiğim nokta okulun eve yakınlığıydı. Bu yüzden İstanbul Üniversitesi’ni tercih ettim. Ayrıca ilaç firmalarının çok büyük bir kısmının İstanbul’da olması, endüstride yer almak isteyen eczacı adayları için stajlarını daha rahat bir şekilde yapmaları açısından şehir olarak İstanbul’u tercih etme nedeni olabilir.
Eğer büyük şehirler dışındaki eczacılık fakültelerini tercih edeceksen akademik kadrolara muhakkak bakmanı öneririm. Yukarıda da söylediğim gibi yeni açılan eczacılık fakültelerinin akademik kadrosu maalesef büyük şehirlerdeki köklü üniversiteler kadar güçlü değil. Bu durumu göz önünde bulundurmanda fayda var.
Bir diğer önemli husus, okulların yurtdışı olanaklarıdır. Tercih etmek istediğin okulun IPSF ve EPSA (Avrupa Eczacılık Öğrencileri Birliği) ile bağlantıları olup olmadığını araştırabilirsin. Örneğin; ben İspanya’ya, ülkemizde IPSF’ye üye üç birlikten bir tanesi olan IUPSAint (İstanbul Üniversitesi Eczacılık Öğrencileri Birliği International) aracılığı ile gitmiştim. Tercih etmek istediğin okulun böyle bir üyeliği olmayabilir. Bu durumda, benim de 2017-2020 yılları arasında okul temsilcisi olarak yer aldığım TEBGK (Türk Eczacıları Birliği Gençlik Komisyonu) ile bu fırsatı değerlendirebilirsin. Türk Eczacıları Birliği çatısı altında yer alan ve ülkemizdeki tüm eczacılık fakültesi öğrencilerini bir araya getiren bir öğrenci birliği olan TEBGK, ülkemizde IPSF’ye üye olan bir birliktir.
Eczacılık eğitimiyle alakalı söyleyeceklerimi işin en eğlenceli kısmından bahsederek bitirmek istiyorum: Kongreler.
Hem okuduğun şehirde hem de diğer şehirlerde birçok öğrenci kongresinin düzenlendiğini göreceksin. Bu kongrelerde çok şey öğreneceksin. Hatta kongrelerin düzenleme komitelerinde yer alıp takım çalışması ve organizasyon konularında kendini geliştirme fırsatın olacak.
Tekrar tercih yapma hakkın olsa yine eczacılığı seçer miydim?
Kesinlikle evet! Mesleğimi çok seviyorum ve iyi bir eczacı olmak için çalışıyorum. Kendini keşfettiğin ve geliştirdiğin sürece, emin ol, seçtiğin her meslekte başarılı olacaksın. Eğer eczacılık tercih etmeye karar verdiysen şimdiden aramıza hoş geldin!
Eczacılıkla ilgili kafanda oluşan her türlü soru işareti için bana e-posta atabilir ya da Linkedin’den ulaşabilirsin.
Ecz. Merve DOĞRU
ecz.mervedogru@gmail.com
www.linkedin.com/in/mervedogru/
- 1Farmakognozi, eczacılık meslek bilimlerinden biridir ve doğal kaynaklı ilaçları inceler.
- 2Farmakovijilans, ilaçların kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan amaçlanmamış etkilerin bulunması ve tekrar ortaya çıkmasını önlemek için yapılan çalışmaları kapsar.