Ağzınızın laf yapıyor olması…bundan seneler önce makbul ve makul bir satıcı durumuna sizi
sokuyorken artık açıkça görebiliyoruz lafla peynir gemisi battı da battı. Çok şey biliyor olmak da bir şey ifade etmiyor çünkü insanlar bir sorunları varken bilgi değil çözüm arayışı içerisindeler. Ne zaman, ne kadar konuşulması gerektiğini bilenin kazandığı bir oyun bu.
Eğer güleryüzlü olmak hayatınızın akışında sıradan bir parça değil, satış kurgusununun gereği, müşteri memnuniyeti için kullanılacaksa, işler kolaylıkla haliniz neyse, falınız da öyle çıksına dönebilir.
Kilit nokta, ne kadar inandırıcı olduğunuz değil, ne kadar samimi olduğunuzdur.
Daha fazla satış yapmak istiyorsanız, ilişki yönetiminizi daha kaliteli hale getirin. Başka bir yol yok. Daha doğrusu; -cümleyi açalım- başka, kalıcı, sürüdürülebilir, geliştirilmesi mümkün ve başınızı yastığa koyduğunuzda rahat edebileceğiniz yol yok.
Samimiyeti, ilgi ile karıştırmayın. Çünkü müşterilerinizle ilgileniyor olmanız sizin samimi olduğunuzu göstermez. Müşterilerle ilgilenmek her ne yapıyor olursanız olun işinizin bir parçası. Samimiyet, gerektiğinde, durum sizin az ancak müşterinin çok fazla menfaatine olduğu durumda, müşterinin ihtiyacı doğrultusunda, kendi menfaatinizden vazgeçmek ve müşterinin çıkarını gözetecek şekilde davranmaya devam etmektir.
Örneğin; müşterinizi karşılarken gösterdiğiniz özeni onu uğurlarkende gösteriyor musunuz?
Kıyafetinize özen gösterin. Çünkü kendine özen gösteren biri başkalarına da özen gösterecektir.
Bu kuralı müşterilerinizin çok iyi biliyor olduğunu aklınızdan çıkartmayın. Hiç bir kız, havadan başına düşecek kargaya binmiş kahramanın eşi olmak istemiyor…beyaz atlı prens gelmiyor ama bekleniyor! Beklentiyi karşılayın.
İlginizi, müşterinizin dikkatini çekecek yeni bir seviyeye taşıyacak zemin oluşturun. Düzenli ilaç alan hastalarınızı yakından tanıyın, period aksadığında onlara hatırlatın veya iyileştiklerinde bir daha hasta olmamaları için yapılması gerkenleri içeren kısa bir mesaj gönderin. Ve bunları takip edin.
Satış sonuçlarını ölçümlemek için kuantum fiziğinden anlamasanız da olur. Geçen sene bu ay ile bu sene bu ay satışları arasında işletmeniz için anlamlı bir fark yoksa…işleriz sizin için iyiye gittiğini söylemek pek mümkün değil. Buradaki büyük sorun daha fazla satamamak değil, daha fazla gelişememek, kendini geliştirememektir.
Kişisel gelişiminize önem verin. Elbette roman vb. kitapları okuyun ancak bu alanda otoritelerin bilgilerini derledikleri kitaplara biraz daha fazla yatırım yapın ama en önemlisi…
UYGULAMAYA GEÇİN
“Düşündüklerinizin, bildiklerinizin ve inandıklarınızın nihai bir önemi yoktur. Önemli olan yaptıklarınızdır.” Jack Canfield
Tüketicilerin hafızalarında kapladığınız yer her gün biraz daha küçülüyor…Bu demek oluyor ki, her gün size güvenmeleri için sebepleri hatırlatmak yetersiz….yetmiyor. Her seferinde yeni sebepler lazım. Size niye güveneyim ki…?
En önemlisi, satışın bu yeni boyutunda bilinmedik hiç bir şey yok…Fakat bu sefer de okuyup geçmeyin. Tekrar tekrar söylüyorum ve söylemeye devam edeceğim. Bildiklerinizden değil, yaptıklarınızdan sorumlusunuz.
UYGULAMAYA GEÇİN!
ArdaÖS