27.09.2017 tarihinde TBMM’de sunulan yeni kanun tasarısının 68071 maddeleri tütün piyasası ve ürünlerine ilişkin önemli değişiklikler içeriyor. İlk kez sigara ve diğer tütün mamülleri kategorisinin dışında yeni bir kategori tanımlanıyor ve bunların ithalatına, satışına belirli miktarlarda izin veriyor. Yasa küçük üreticileri dışlıyor çünkü üretim kapasitesine dair ciddi ön koşullar içeriyor, bu haliyle Philip Morris firmasının 2014’de piyasaya sürdüğü ve normal sigara gibi kuru tütünü elektrik enerjisiyle ısıtarak içilen bir sigara modelini kapsıyor gibi görünüyor. Sigara yanma yerine ısıtma mekanizması kullandığından daha az zararlı olduğu iddiasını taşıyor. Yaygın olan elektronik sigaralarda ise kuru tütün değil solüsyonlar tüketiliyor. Kullanıcılar bu solüsyonları kendileri bile üretebiliyorlar. Bu nedenle de solüsyon bazlı e-sigaraların yasallaşması elbette finansal açıdan normal sigara üreticilerini kötü etkileyecektir.
Tabi bu haber sigarayı bırakıp e-sigara kullanmaya başlayanlar için son derece sevindirici çünkü insanlar e-sigaraları yurt dışından getirtmek veya merdiven altı üretimler arasından iyi bir e-sigara ve solüsyonu (likit) seçmek zorunda kalıyordu. Henüz solüsyon bazlı e-sigaraların satışı yasal değil ama sektörün o yöne doğru kaydığını söyleyebiliriz. Elektronik sigaralarda Çin menşei binlerce model bu pazarın büyük bölümünü oluşturuyordu. Yeni kanun tasarısıyla kaçak ürünlerin önüne geçilebilir ve kullanıcılara daha güvenli ürünler yasal olarak sunulabilir.
“Sağlığa Evet Derneği” neredeyse tüm yayın organlarında konuyla ilgili yersiz bir korku yaratmış, bu ürünler de sigara kadar zararlıymış gibi tepki göstermişti. Fakat Philip Morris firmasının kuru tütünü ısıtarak çalışan e-sigarası ile solüsyon bazlı e-sigaraları aynı kategoride değerlendirmemek gerekir. İkisi arasında çok ciddi farklılıklar var. Elektronik sigara kullanıcılarının büyük çoğunluğu eskiden sigara bağımlısı olan ve daha sonra sigarayı bırakamayıp yerine daha az zararlı bir alternatif arayan insanlardan oluşmaktadır bu nedenle sigara yasaklanmadığı sürece bu alternatif ve daha az zararlı olan ürünlerin yasaklanmasını istemek doğru değildir.
Likit bazlı elektronik sigaralar normal sigaralarla mukayese edilemeyecek kadar daha az zararlıdır. Bu mukayeseyi nikotin üzerinden yapmak son derece yanlıştır çünkü normal sigaralarda zararlı olan esas kimyasal madde nikotin değil tütünün ve kağıdın yanması sonucu açığa çıkan kanserojen duman ve gazlardır. Elektronik sigara ile normal sigaranın zararlarını mukayese ederken bunu nikotin üzerinden değerlendirenler e-sigara solüsyonları ve e-sigaralar hakkında yeterli bilgiye sahip olmayıp e-sigara solüsyonlarını nikotinden ibaret zannedenlerdir. Oysa piyasada tüketilen solüsyonların büyük bir kısmında nikotin hiç yoktur çünkü solüsyonun temel bileşeni nikotin değil bitkisel gliserindir. Ayrıca e-sigarada yanma olmaz buharlaşma olur, dolayısı ile sigaradaki kanserojen duman e-sigaralarda yoktur.
Elektronik sigaraların solüsyonlarında yaygın olarak bulunan maddeler mevcut çalışmalarda sigarayla mukayese edilmeyecek kadar zararsız çıkmıştır. Elbette her solüsyon zararsızdır gibi bir çıkarım yapılamaz, bu tamamen o solüsyonun içeriğine bağlıdır. Nasıl ki fırıncı ekmek yaparken içerisine kanserojen katkı maddesi koymuş olabilir aynı durum e-sigara solüsyonlarında ve diğer tüm tüketim mamüllerinde söz konusu olabilir. Yüzde yüz güvenli bir ürün ancak denetim mekanizmaları düzgün çalıştığında sağlanabilir. Bu nedenle ülkemizde e-sigaraların kanunen tanınması ve düzenlenmesi son derece önemlidir. Yasaklamalar insanları bu ürünleri kaçak yollarla elde etmeye ve daha güvensiz ürünler kullanmaya itmektedir.
Elektronik sigaralarla ilgili uzun süreli ilk araştırmanın sonuçlarını geçtiğimiz yıl sizlerle paylaşmıştık, dilerseniz o yazıya da buraya tıklayarak göz atabilir ve daha detaylı bilgiye ulaşabilirsiniz.
Ecz. Hasan Günel