Ketojenik ya da “keto” diyet genellikle kilo vermek amacı ile kısa süreli olarak yapılan bir diyettir, düşük miktarlarda karbonhidrat alımını esas alan bir diyet türüdür. Ketojenik diyet günlük kalori ihtiyacının çoğunun yağlar ve proteinlerden karşılanmasını temel alır. Şeker, gazlı içecekler, hamur işleri ve beyaz ekmek gibi sindirilmesi kolay karbonhidratlar bu diyette kesilirler. Ketojenik diyet 19. yüzyılda diyabeti kontrol etmek üzere ortaya çıkmıştır.
Daha sonra 1920’de ilacın etkisiz kaldığı epilepsi hastalarında başarı ile uygulanan bir diyettir.
İçerik Başlıkları
Ketojenik Diyet Nasıl Çalışır?
Glukoz vücudun temel enerji kaynağıdır ve karbonhidratlardan elde edilir. Ketojenik diyet in amacı vücudu glukozsuz bırakmaktadır. Vücutta glukoz kalmadığı zaman böbrek depolanan yağı keton adı verilen ve glukoz yerine enerji verilmesi için kullanılan bir maddeye dönüştürür.
Günlük 50 gramdan daha az karbonhidrat aldığınızda vücudunuz hızlıca kullanacağını enerji deposu olan şekeri bitirmiş olur. Bu genellikle 3 ila 4 gün içinde gerçekleşir. Bu aşamadan sonra da vücut harcayacağı enerjiyi vücuttaki yağ ve protein depolarını yıkarak karşılamaya başlar. Bu duruma ketozis denir. Sağlıklı insanlar ağır egzersizler yaptıktan sonra veya oruç tutarken de ketozise girebilmektedir.
Ketojenik diyetin son yıllarda popüleritesi gittikçe artan Dukan gibi diğer düşük karbonhidratlı diyetlerden farklıdır. En büyük farkı; diğer düşük karbonhidratlı diyetler yağ alımını da kısıtlarken ketojenik diyette yağ alımı kısıtlanmamakta hatta diyetin yaklaşık %70 ila %80’inini oluşturmaktadır. Protein alımının kısıtlanmasının sebebi çok protein alımının ketozise girmeyi engelleyebilmesidir. Proteinin parçalanması sonucu oluşan amino asitler vücutta gerektiği durumda glukoza dönüştürülebilmektedir.
Ketojenik diyet yapılırken bütün karbonhibrat kaynakları kesilir. Bunlara ekmek, makarna, patates, mısır, meyveler, nişastalı diğer sebzeler, fasulye türevleri ve baklagiller gibi tam tahıllar örnek verilebilir.
Ketojenik diyette tüketilmesine izin verilen besinler ise; yağlı etler, işlenmiş etler, kuyruk yağı, tereyağı, kuruyemişler, tohumlar, avokado, bitkisel yağlar ve balık yağı olarak örneklendirilebilir.
Kimler Ketojenik Diyet Yapar?
İnsanlar genellikle kilo vermek için ketojenik diyeti tercih etmektedirler. Ancak epilepsi gibi bazı sağlık durumlarını iyileştirmek için de ketojenik diyet uygulanabilmektedir. Bazı kalp veya sinir sistemi hastalıklarında ile polikistik over sendromunda da ketojenik diyet uygulanmasının hastalığın gidişatını iyileştirdiği öne sürülmektedir. Ancak başka hastalıklarda bu diyetin kullanımı ile ilgili yeteri kadar çalışma bulunmamaktadır. Böyle bir diyeti yapmayı düşünüyorsanız önce doktorunuza danışmanızda fayda var, özellikle de Tip 1 diyabete sahipseniz.
Kilo Kaybı
Ketojenik diyetin kısa sürede diğer diyet türlerine göre kilo kaybında daha etkili olabilmektedir. Yağın kaloriye dönüşmesi için gereken enerji karbonhidratın dönüşmesi için gereken enerjiden fazla olduğu ile yağ ve protein ağırlıklı diyetin daha tok tuttuğu diyetin çalışma mekanizması olarak önerilse de henüz kanıtlanmamıştır.
Epilepsi
Epilepside nöbetlerin önlenmesi amacıyla 1920’lerden beri başarıyla uygulanmaktadır. Ancak bu durumda ketojenik diyet kesinlikle doktor kontrolünde yapılmalıdır.
Yan Etkileri
En yaygın yan etkiler genellikle ciddi değillerdir, örnek olarak kabızlık ve hazımsızlık verilebilir. Ayrıca “keto gribi” de denilen; baş ağrısı, yorgunluk, halsizlik ve nefesin kokması gibi bir takım yan etkiler de görülebilmektedir. Bu yan etkiler günler sürebilmektedir.
Böbrek taşı oluşumu ya da asidozis denilen kanın asitlik seviyesinin artması gibi yan etkiler ise daha nadir görülürken çok daha ciddidirler. Ketoasidoz da denilen keton cisimciklerinin kanda çok yüksek seviyelerde bulunması sonucu kanın asitlik seviyesinin artması durumu çok ciddi bir sağlık sorunudur. Genellikle Tip 1 diyabete sahip kişilerde görülse de ketojenik diyetin uzun süreli yapılması durumunda da sağlıklı kişilerde ortaya çıkabilmektedir.
Sonuç
Ketojenik diyet ile ilgili şu ana kadar yeterli çalışma yapılmamıştır. Yapılan çalışmalar küçük gruplarla 12 haftayı aşmayan şekilde yapılmıştır. Kısa vadede kilo kaybı gibi konularla hızlı fayda sağlasa da bu faydaların uzun dönemde korunup korunmadığı, korunsa da diğer diyetlere karşı bir üstünlüğü olup olmadığı bilinmemektedir.
Özellikle kronik bir hastalığınız ya da hastalıklarınız varsa böyle bir diyete başlamadan önce kesinlikle doktorunuza danışmanız gerekmektedir.
Canlı yayına katılmak için lütfen kayıt yaptırınız!