İçerik Başlıkları
Cam Yanılsaması (Glass Delusion)
Cam yanılsaması”, özellikle 15. yüzyıldan 18. yüzyıl sonlarına kadar Avrupa soyluları arasında oldukça yaygın görülmüş bir psikolojik fenomendir. İnsanların camdan yapıldıklarına ve en küçük bir darbede kırılabileceklerine inandıkları bu tuhaf bozukluğun ilk kez Orta Çağ’ın sonlarına doğru, 1400 civarında ortaya çıktığı biliniyor. Neredeyse yalnızca varlıklı, eğitimli Avrupalıları etkilediği için aynı zamanda “bilgin melankolisi” olarak da biliniyor.
Bu sanrıdan muzdarip olan kişiler, vücutlarının tamamen veya kısmen camdan yapıldığına inanıyorlardı. Bazıları kalplerinin, kimileri ise yalnızca popolarının veya belirli uzuvlarının cam olduğunu düşünüyordu. Hatta gaz lambasına veya başka bir cam nesneye dönüştüğünü iddia edenler vardı. Kırılmaktan endişelendikleri için kimsenin yanlarına yaklaşmalarına izin vermiyorlar, cam kalçalarına bir yastık bağlamadan oturduklarında popolarının paramparça olacağına inanıyorlardı.
Bir psikiyatri tarihçisi olan Prof. Edward Shorter‘a göre, o dönemde Avrupa’da akıl hastalığı olan birinin cam yanılsaması göstermesinin nedeni, cam malzemenin bir yapı malzemesi olarak yeni olması. Çoğunlukla kraliyet saraylarında, kiliselerde ve hükümet binalarında bulunan şeffaf cam, oldukça değerli, büyülü, hatta simyasal bir materyal olarak görülüyordu. Avrupa çapında cam ihracatı ve okuma gözlüklerinin yükselişi, cam yanılsamasının yükselişi ile aynı döneme denk düşüyor. Cam arzu edilen bir nesne haline gelince, zengin soylular ve bilginler camı kırılganlık ve lüks ile ilişkilendirmiş, bu da onların toplumdaki konumlarını algılama biçimlerini etkilemiş olabilir.
Her ikisi de şeffaf olarak tanımlandığı için benzer şekilde belki de ruhu cama benzettiler. O dönemin bilim adamları, bu durumun nedenini artık itibarını yitirmiş melankoli teşhisine bağlamışlar; genellikle aristokrasi ve deha ile bağlantılı bir tür asil depresyon. Kraliyet ailesi söz konusu olduğunda, çağdaş psikologlar, birinin cam olduğuna inanmasının, kamusal konumlarında kendilerini ne kadar savunmasız, kırılgan ve hassas hissettiklerini ifade etmenin bir yolu olabileceğini düşünüyorlar. İnsanlığı, duyarlılığı ve belki de yalnız kalma arzusunu ifade etmenin bir yoluydu.
Shorter, tarih boyunca, sanrıların çağın yeni malzemelerine ve teknolojik gelişmelerine paralel olarak şekillendiğine dikkat çekiyor. Toplum ve kültür değiştikçe yanılsamalar da değişiyor. Cam yanılsamasından önce dans çılgınlığı veya vücutlarının topraktan yapıldığına inananlar olmuş. 19. yüzyılda da bu tuhaf akıl hastalığını çağın yapı malzemesi beton yanılsaması izlemiş. Aynı zamanda mantar veya kurşundan yapıldıklarına inananların yanı sıra, 19. yüzyılın ortalarında Napolyon olduğuna inanmak çok yaygınmış. Günümüzde ise sanrılar genellikle teknoloji ile ilgili; hükümetin insanların beyinlerine mikroçip yerleştirebileceği, bilgisayarların insanları izlediği veya CIA’in insanların düşüncelerini mikro-vericiler aracılığıyla indirip okuyabileceği gibi…
Cam yanılsaması 19. yüzyıl başlarında da yoğun şekilde rapor edilmiş olmasına rağmen, günümüze ulaşmadan ortadan kalkmış görünüyor.
Geç Orta Çağ ve Erken Modern Dönem boyunca Avrupa’da camdan kalpleri, ayakları, kafaları ya da popoları olduğuna inanan ve yanlış bir harekette kırılacakları yanılgısıyla yaşayan uzun bir kraliyet ailesi ve soylular listesi var.
Bilinen ilk ve en ünlü vaka, 11 yaşında tahta çıkan Fransa Kralı VI. Charles (1368-1422). Kısa sürede “Deli Charles” lakabını kazanan Kral iddiaya göre, vücudunun tamamen camdan yapıldığına inandığı için, uzuvlarının kırılacağı korkusuyla kimsenin yanına yaklaşmasına izin vermiyordu. Kaynaklarda, oturduğunda kalçasının kırılmaması için kalın battaniyelere sarınmış halde saatlerce hareketsiz kaldığı, hareket etmesi gerektiğinde bunu çok dikkatli yaptığı ve demir çubuklarla güçlendirilmiş kaburga benzeri özel giysiler giydiği yazılıdır.
Diğer bir tarihi vaka, 19. yüzyılda yaşamış olan Bavyera Prensesi Alexandra Amelie (1826-1875). Sadece beyaz giydiği bilinen bu takıntılı kadın çocukken cam bir kuyruklu piyano yuttuğuna inanıyordu. Piyanonun kırılıp organlarını parçalamasından korktuğu için, kapı eşiklerinden ve koridorlardan geçerken parmak uçlarına basarak ve ona hiçbir şey dokunmasın diye vücudunu dikkatlice döndürerek yan yan yürüyordu.
Cam yanılsamasının bir başka tezahürü olduğu düşünülen bozukluk ise insanların kafalarının omuzlarından düşeceğinden korkmaları. 19. yüzyıl Rus bestecisi Çaykovski’nin (1840-1893) bu sanrı nedeniyle, orkestra şefliği sırasında dik tutmaya çalışmadığı takdirde kafasının yanlara düşeceğine inandığı iddia edilir.
Araştırmacı Gill Speak, 1990 yılında cam yanılsaması üzerine yazdığı makalesinde, 16. yüzyılın iki önemli doktorundan referans alarak, vücutlarının tamamının veya belirli bölümlerinin şeffaf camdan yapıldığına inanan bir kraliyet ailesinden bahseder. Dönemin doktorları cam yanılgısı için, hastaların kırılmayacaklarını kanıtlamak için sıra dışı tedaviler düşünmek zorunda kalmışlar. Kendini korumak için zamanının çoğunu samandan bir yatakta yatarak geçiren kraliyet üyesinin sıkılan doktoru, çözüm olarak saman yatağın ateşe verilmesini ve odasının kapısının kilitlenmesini emreder. Adam yardım dilenmek için kapıyı yumruklayınca, doktoru şiddetli hareketlerine rağmen neden parçalanmadığını sorar. Adamın aklı başına gelir. Poposunun camdan olduğuna inanan başka bir soylunun da etinin acıdığını hissetmesi umuduyla doktoru tarafından dövüldüğü rapor edilmiştir.
Cam yanılsaması kısa sürede oldukça ünlü bir sanrı haline gelerek kültürel bir fenomene dönüşmüştür.
Yazarlar, şairler, filozoflar bu bozukluk hakkında şiirler ve hikayeler yazmışlardır. Fransız filozof Rene Descartes ve bilim adamı Robert Burton kitaplarında cam yanılsamasına atıfta bulunmuşlardır. Miguel de Cervantes’in “Cam Mezunu” (El licenciado Vidriera/1613) isimli kısa öyküsünde hikayenin kahramanı olan Tomas Rodaja adlı genç avukat, bir aşk iksiriyle zehirlendikten sonra camdan yapıldığına inanmaya başlar. Kırılmaktan korktuğu için insanların kendisine dokunmasına izin vermez. Cam gibi yarı saydam olduğu için algılarının etten insanlardan daha net olduğunu iddia eder ve kendisine vidriera (pencere) ismini takarak birçok kişiye öğütler vermeye başlar. Rodaja, iki yıllık hastalıktan sonra bir keşiş tarafından iyileştirilmiş ancak keşişin bir mucize yaratıcısı olduğu dışında tedaviyle ilgili hiçbir ayrıntı verilmemiştir.
1830’larda cam yanılsaması vakaları kayıtlardan kaybolmuş görünüyor ancak yazar Victoria Shepherd, daha sonrasında münferit vakaların olduğuna dikkat çekiyor. Hollandalı psikiyatrist Andy Lameijn’in araştırmaları birkaç çağdaş vakayı ortaya çıkardı. Hatta kendisi cam yanılsaması yaşayan belki de tek çağdaş insanla konuşma fırsatı buldu. Leiden’deki kliniğine camdan yapıldığını iddia eden genç bir adamın geldiğini bildiren Lameijn; bir kazadan kurtulan bu adamı tedavi ederken, onun, ortadan kaybolmak için istediği zaman cama dönüşme yeteneğine sahip olduğunu söylediğini belirtti. Lameijn, modern bir insanın neden cam yanılsaması ile ortaya çıktığını düşündüğünde, adamın bunu bir tür mesafe düzenleyici olarak kullandığı sonucuna vardı. Kazadan sonra aşırı korumacı olan ailesinden saklanma ve mahremiyetini yeniden kazanma girişimiydi.
Psikanalist Adam Phillips, bu durumun, sosyal kaygının en uç noktası olabileceğini varsayıyor. Camdan yapılma hissi, modern teknolojik gelişmelerin bizi izole ettiği ve görünüşte sınırsız iletişim sunduğu, giderek kalabalıklaşan bir toplumu nasıl müzakere ettiğimizi anlamanın bir yolu olabilir. Bu sanrılara sahip insanların ortak noktası, kendilerini kırılgan hissetmeleridir.
Victoria Shepherd: “A History of Delusions” (Sanrıların Tarihi) isimli kitabında deliliğin ardındaki mantığı anlamaya çalışıyor. “Neden çoğumuz kendimiz için alternatif bir gerçeklik inşa ediyoruz? Etrafımızdakilerden gelen çok sayıda aksi kanıta rağmen, alay edilmeyi göze alarak neden canımız pahasına yanlış inançlara sarılıyoruz? Sanrılar bize ne sunuyor?” sorularına cevap arıyor.
Belki de;
“Sanrılar, tuhaf vakalardan daha fazlasıdır. Kolektif kaygıların ve travmaların hikayelerini anlatırlar.”
Kaynaklar:
- https://victoriashepherd.org/
- https://www.washingtonpost.com/outlook/2022/08/05/historys-famous-delusions-those-who-believed-them-why/
- https://www.ranker.com/list/history-of-the-glass-delusion/genevieve-carlton
- https://en.wikipedia.org/wiki/Glass_delusion
- https://www.bbc.com/news/magazine-32625632
- https://www.history.com/news/the-delusion-that-made-nobles-think-their-bodies-were-made-of-glass
- https://gizmodo.com/the-glass-delusion-was-the-most-popular-madness-of-th-1636228483