Geçtiğimiz hafta Sağlık Bakanlığından iki önemli haber gündeme oturmuştu. Birincisi, sağlık çalışanları uzun yıllardır sendikalar üzerinden yürüttüğü mücadelenin sonunda meyvesini almış ve sağlık çalışanlarını da “yıpranma payı” kapsamında erken emekli olan meslekler arasına dahil etmeyi başarmıştı.
İkincisi ise hekim ve diş hekimlerinin pratisyenlerde 1700 lira uzmanlarda ise 2 bin lira daha fazla emekli aylığı almasıydı. Tabi bu grupta eczacıların adının geçmemesi kamu eczacılarının tepkisine neden oldu. Bir kez daha hekimler ve diş hekimleri önemli bir kazanım sağlarken eczacılar “diğer sağlık çalışanları” gibi değerlendirilmişti. Bu konu elbette TEB’in karşısına çıkacaktı, “Ne yaptınız?” sorusu sorulacaktı. Muhtemelen bu soruya bir cevap olsun, hem de kamu eczacılarının ‘gazı alınsın’ diye anlamsız bir twitter etkinliği başlatıldı.
Eczacı odalarına ulaşıldı ve #KamuEczacılarınaEkGöstre etiketiyle paylaşım yapılması istendi. Ek göstergenin ne olduğunu TEB yöneticileri kendileri dahi bilmezken bunu bir twitter etiketiyle talep etmeye ve kamu oyu oluşturmaya çalışıldı. Kamuyu ilgilendirmeyen ve aslında komisyon üyelerinin ikna edilmesi gereken bir konuda geniş kitlelere ulaşmak için kullanılan bir platform olan twitter seçildi.
Oda başkanları ve eczane eczacılarının da bir kısmının desteğiyle 30 bin retweet’e ulaşıldı ve bu etiket günü 34. sırada tamamladı:
1. #SafiyeinciTutuklansın
2. #TeamBarış
3. #Gazze
4. #AvrupaŞampiyonBeyDiyecek
5. #EkAtamaZiyaHocadan
6. Ramil Guliyev
7. YarinMamboBeach DeryaULUĞ
8. TorbadaEşit AfMüjdesi
9. Kamil Acar
10. Fabri
11. Armand Traore
12. Mustafa Cengiz
13. Deniz Kadah
14. Quaresma
15. Kadıköy’de
16. CHP Genel Merkezi’nden
17. Burhan Eşer
18. Kıbrıs Barış Harekatı’nın 44
19. Hayırlı Cumalar
20. KıbrısTürkün ÖzYurdudur
21. Bülent Ecevit
22. Akın İpek
23. Nedim Şener
24. Hollanda
25. B36 Torshavn
26. Club Brugge
27. Oğuzhan Özyakup
28. Badou Ndiaye’yi 1
29. Vahid Amiri
30. #SuruçYasaklanamaz
31. #GelecekteBen
32. #GiBTorbaYasadaSınav
33. #SarıTribünGeliyor
34. #kamueczacılarınaekgösterge
35. #AlYap
36. #IrkçıİsrailParlamentosu
37. #DünyaFenerbahçelilerGünü
38. #SaadetPartisi17yaşında
39. #İmzalarTamamİNCEyleDevam
40. #iyikivarsınTolgaAgar
41. #28GunEgitimKalkiyor
42. #ZamanıGeldiğinde
43. #picemiyeti
44. #Suruc
45. #TheGreatSeungri
46. #VedatOkyarıAnıyoruz
47. #HayvanOlsaydımKesinlikle
Daha önce de twitter üzerinden bu gibi faaliyetler yürütülmüş ama popüler konular arasına girilememişti. Çünkü mevcut eczacı sayısı twitter kullanıcılarının sayısı yanında devede kulak… Sadece Özgür Özel’in paylaşımı bile diğer tüm paylaşımlardan daha fazla insana ulaştı. TEB Kurumsal sayfasının tweetleri 25.678 kullanıcıya ulaşırken Eczacı Milletvekili Özgür Özel’in paylaşımı 861.197 kullanıcıya ulaştı.
Twitter üzerinden, anlaşılması güç bir etiketle kampanya başlatmak yerine henüz bu kanun tasarısı üzerinde çalışılırken en başından eczacıların da dahil edilmesi sağlanmalıydı. Eczacıların yürüttükleri hizmetler, kamu yöneticilerine anlatılmalıydı. Bunun için geç değil, bir yerden başlamak ve “eczacı” kimliğini kamuda oluşturmak gerekli. Hala toplumda dahi, hastanede eczacıların çalıştığını bilmeyenlerin sayısı çoğunlukta. Milletvekilleri arasında da bir anket yapılsa eminim yarısı hastanede eczacıların da çalıştığını bilmiyordur. Henüz hastanede eczacıların çalıştığını dahi anlatamamışken eczacıların hastanedeki hizmetlere katkısını bilmelerini beklemek…
Medikal ürünlerin eczanelerden verilmesi konusu ciddiyetle ele alınıp bu konuda kallavi bir kitap dahi oluşturulup bastırıldı ve dağıtımı yapıldı. Öğrenilmesi, çalışılması gereken bir konu vardı ve buna kaynak hazırlandı. Doğru bir yöntemdi. Kamu eczacılığı da çalışılması gereken, bir kitap gibi ciddiyetle ele alınması gereken bir konudur. Bir günlük twitter etkinliğiyle saman alevi gibi yanıp sönecek bir konu değildir.
Katılanlar hariç kimsenin nasiplenmediği ‘kamu eczacılığının sıkıntıları’ konulu çalıştaylar yapıldı, sonuçları kitaplaştırılıp basıldı. Yapmış olmak için yapıldı. Çalıştaydan bir kaç hafta sonra kimse hatırlamadı neydi bu kamu eczacısının sıkıntıları…
Bakın TEB yeni bir istatistik yıllığı paylaştı, Sağlık İlaç ve Eczacılık İstatistikleri. Bu kitaptan bir sayfa:
Kamu hastanelerinde çalışan eczacı sayısı 675 olarak verilmiş. Tablonun altına da not düşülmüş “serbest eczacılar dışındaki rakamlar gerçeği yansıtmayabilir” çünkü sadece odaya üye olanlar üzerinden yapılmış çalışmalar. Bunun adı eczacılık istatistikleri olabilir mi? Bunun adı üyeler istatistiği olur. Bir istatistik çalışması yapacaksanız Sağlık Bakanlığından veri talep etmeniz çok mu zor?
Sağlık çalışanlarıyla ilgili her gündemde eczacı tekrar tekrar unutuldu ve etkisiz sosyal medya çıkışları yapılarak ‘bakın bizler de kamu eczacılarının yanındayız’ mesajı verilmeye çalışıldı. Her geçen yıl diş hekimleri ile eczacılar arasındaki fark biraz daha açıldı. Sonunda bu farkı gelecek yeni yönetimlerin de kapatmasını engelleyecek tarihi bir hata yapıldı. Yeni mezun diş hekimi ile uzmanlığı kazanıp bitiren eczacı denk sayıldı. Bu tarihi kayıp, bir zafer gibi paylaşıldı. 5 yıl eczacılık oku, ardından uzmanlığa çalış ve kazan, 3 yıl uzmanlık oku ve bu sürede asistan maaşı al, daha sonra zorunlu hizmete dahil olup doğunun ücra bir köşesinde bir yıl çalış ardından yeni mezun diş hekimine denk sayıl…
Bugün, eczacıların yukarıda bahsettiğimiz emeklilik maaş artışına dahil olmaları reddedildi. Muhalefet partileri kabul oyu verirken AK Partili ve MHP’li vekiller red oyu verdiler.
Kamu eczacılarının bu yeni kaybı bir sebep değil sonuç. Kamu eczacılarının ne iş yaptığını nerde çalıştığını anlatamamamızın, eczacılık mesleğini doğru yerde konumlandıramamamızın sonucu. Serbest eczacıların da ne iş yaptığını anlatmakta başarısız oluyoruz ki; TV’lerde “para üstü veren” veya “raftan ilacı veren” kişi olarak tanımlanıyoruz. Bu konuda artık sosyal medya üzerinden öfke kampanyası yürütmek yerine öz-eleştiri yapmamızın zamanı geldi. Bir meslek olarak “eczacı” kimliği yeniden masaya yatırılmalıdır.
Ecz. Hasan Günel