“Gerçek keşif, yeni manzaralar aramak değil, yeni gözlerle bakabilmektir.”
Marcel Proust
Fiziksel olarak aktif yaşayan kişilerin ortak hedefleri bunu ilerletebilmek veya sürdürebilmek. Belirli bir performans düzeyine gelen, yarışan atletlerin hedefi ise en iyi olmak ve kazanmak elbette.
Sporda başarı, atletteki genetik özeliklerin haricinde, morfolojik, psikolojik, fizyolojik ve metabolik özelliklere de bağlıdır. Bireysel performans da, buna bağlı olarak değişkenlik gösterir. Genetik olarak tüm avantajlı özellikler bahşedilmiş olan profesyonel atletler, optimum antrenman ile fiziksel kuvveti arttırabilir ve mental dayanıklılıklarını geliştirebilirler. Üstün bir avantaja sahipler. Ancak rekabetçi ortamda, uygun antrenman, teknik bilgiler ve beslenmenin yanında atletlerde sıklıkla ergojenik yardımcıların kullanımı da ilave avantajlar kazandırabilir.
Ergojenik yardımcılar, fiziksel performansa pozitif etkiler sağlayan, atletlerin veya sporcuların kullandığı bazı besin maddeleri ve yöntemlerin tümüdür. Kullanımları etiktir ve doping özelliği taşımazlar.
Diğer yandan, “madde kullanımı” diye tabir edilen bazı farmakolojik ajanların kullanımı anti-doping yasaları ve test protokollerince yasaklanmıştır: Anabolik steroidler, büyüme hormonları, amfetaminler, kan bileşenleri, diüretikler ve gen doping uygulamaları gibi maddeler.
Dünya Doping Ajansı her yıl yasaklı maddeleri bir liste halinde (WADA Prohibited List) yayınlıyor. Ülkemizde ve Dünya’da bizlerin de şahit olduğu gibi, bu maddeleri kullanan ve uygulayan sporcular cezalandırılıyor veya spordan men ediliyor.
Yapılan ceza uygulamaları bilindiğinden birçok atlette beslenme stratejilerinin değişmesi, farklı takviye edici gıda ve sporcu besininin tercih edilmesini sağladı. Güvenli, etkili ve yasal olan beslenme ürünleri tüm dünyada atletler tarafından kullanılıyor. Vitamin, mineral, amino asit, bitki ekstreleri, aktif biyolojik bileşenler, koenzimler gibi besinsel doğal maddeler takviye edici gıda ve sporcu ürünleri adı altında satılıyor.
Yapılan araştırmalarda elit atletlerin %50’sinden fazlası vitamin-mineral desteği kullanıyor. Okul çağındaki sporcuların ise günlük vitamin-mineral destek kullanım oranı %56.
Besin yetersizliğini vitamin ve mineral destekleri ile önlemek atletik performansı artırmıyor ancak uzun süreli yetersizlik durumunda görülebilecek hastalık riskleri ve buna bağlı performans düşüşlerine engel olabiliyor.
Sıkça kullandığımız, ancak gözden kaçırdığımız terimler olan RDA (önerilen günlük alım) ve ESADDI (günlük beslenme ile alınan mikrobesin miktarı) önerileri, elit atletler, amatör sporcular, fiziksel olarak aktif yaşayan yetişkinlerin ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Biliyoruz ki bir vitamin veya mineralin vücuttaki temel işleyişe katkısının dışında antioksidan, bağışıklık desteği, enerji üretme kapasitesi gibi fonksiyonel özellikleri RDA ve ESADDI miktarlarının üzerinde alındığında görülüyor. Takviye edici gıdalar, bu konuda uygun miktarları sağlıyor ve bu yönde gelişmeye devam ediyor.
Takviye edici gıda trendlerinin değişmesiyle “popüler ürün” dediğimiz ürün grupları atletler ve spor yapan kişiler tarafından büyük vaatler ile satın alınıyor. Ancak her ürünün atletlere ve spor yapan kişiye uygunluğu, güvenliği, kullanım etikliği ne yazık ki tartışılmıyor ve sorgulanmıyor. Son yıllarda “multivitamins out” söylemiyle genel akım bu ürünlerin kullanımından uzaklaşıyormuş gibi algılansa da bunlar hala sporcu beslenmesinin temelini oluşturuyor ve elit atletlerin en çok tercih ettiği destekler olarak kullanılmaya devam ediyor.
Sporcu beslenmesinde temeli oluşturan vitamin ve mineral ürünleri, Amerikan Farmakopesi’ne göre üretiliyor; etik, yasal ve güvenilir olarak en büyük pazar payı ile gücünü korumaya devam ediyor.
Biz eczacıların, aktif spor yapanlara ve atletlere vermemiz gereken önemli bilgileri özetleyecek olursak:
– Atletik performans, vücudun ihtiyacının dışında ve kan değerlerine bakılmaksızın sadece vitamin, mineral kullanımı ile artmıyor.
– Besin yetersizliği ve vitamin/mineral eksikliği tespit edilen atlet vitamin/mineral/multivitamin kullanarak yaşayacağı riskleri en aza indiriyor. Risklerin en büyüğü ise atletik performansın azalması ve güç kaybı…
– Yükleme dozlarda veya öneri dozları haricinde yüksek miktarda vitamin, mineral alımları performansa ve enerji üretimine destek olmak yerine başka olumsuz riskler içerebiliyor.
Bireysel eksiklikler, özel kullanımlar, vitamin ve minerallerin atletler ve performans üzerinde ne gibi etkileri olduğu ve olmadığı konusu diğer yazımda devam edecek.
Dilge Koçak
Eczacı ve Sporcu
Referanslar:
– World Anti-Doping Code International Standard, Prohibited List, 1 January 2017.
–Dietary Supplements and Sports Performance: Introduction and Vitamins
-Henry C. Lukaski, Ph.D., FACSM (Chair); Emily Haymes, Ph.D., FACSM; and Mitch Kanter, Ph.D., FACSM. Vitamin and Mineral Supplements and Exercise. American College of Sports Medicine, Current Comment