Geçtiğimiz günlerde İstanbul Gelişim Üniversitesinin bir projesi basında yer almıştı: İlaçmatik
Üniversite öğrencileri, hastaların akşam vakti eczane aramasını bir sorun olarak görmüş ve bu soruna bir çözüm geliştirmek istemiş. Sorun gerçek bir sorun, yani hastalar gerçekten de akşam nöbetçi eczanelere ulaşmakta zorluk çekebiliyor. Getirilen bu çözüm ise henüz yasal olarak uygulanabilir değil elbette ve bilimsel açıdan da yeterli teknolojiye sahip gibi görünmüyor. Zaten ebatlarından ve sunulan projeden belli ki, aslında bu sadece bir fikir, henüz olgunlaşmamış bir fikir. Tıpkı otonom araçlar gibi. Var elbette kendi kendine gidebilen otonom araçlar fakat henüz düzgün otoyollar harici tali yollarda veya dar sokak aralarında gidebilecek kadar gelişkin değiller. Olgunlaşıyor bu fikir de ve sonuç olarak şuna eminiz ki bir gün gerçekleşecek.
Peki şimdi şoförler odası çıksa, “efendim olur mu öyle şey, yasalarımızda açıkça belirtilmiştir ki arabaları ehliyeti olan şoförler kullanır. Araba kullanmak çok hassas bir iştir, doğru zamanda gaza basmalı, doğru miktarda gaza frene basmalısınız. Türk ceza kanununda ehliyetsiz araba kullanmanın cezası falanca maddede belirtilmiştir. Ne zaman direksiyonu sağa veya sola çevireceğinizi bilmelisiniz bunlar hayati önem taşır” diye açıklama yapsa nasıl karşılardık bunu? Gülerdik.
Şimdi ilaçmatik projesine de eczacılık fakültesi dekanlarının çıkıp ortak bir bildiri yayınlayıp sert bir tepki göstermesini, bu yasal değildir eczacılık şöyle bir meslektir böyle bir meslektir diye uzun uzun anlatmasını pek ala dışarıdaki vatandaş da gülerek karşılıyor olmalı ve haksız da değiller.
Fikirler ilk oluştukları zamana uygun olmayabilirler, zaten önemli olan geleceğe dair projeler üretebilmek. “Yasal değil” diyerek sınırlanabilir mi düşünceler? Bugün yasal değildir 30 yıl sonra yasal olur. Bu bir proje, adı üzerinde… Bir fikrin neden işe yaramadığını görmek için bile model üretmek ve denemek gerekmez mi? İşte öğrenciler de bunu yapıyor, bir model üretmişler sadece. Ne kadar bilimsel bir yaklaşım sizce dekanlar kurulunun gösterdiği bu tepki?
1995 yılında Steve Jobs ile bir röportaj yapılıyor ve röportajın kaybolduğu iddia edilerek 2012 yılına dek yani 17 yıl boyunca yayınlanmıyor. Röportajın neden yayınlanmadığını anlamak izleyince hiç de zor değil. Düşünceleri zamanın ötesinde ve henüz o yıllarda uygulanabilir olmayan bu düşünceler bugünü tarif ediyor. Lafı uzatmayacam, o yıllarda yaptığı gelecek projeksiyonu tam olarak günümüz internet alışverişi dünyasını tarif ediyor, çok küçük firmalar bile internet sayesinde çok büyük hale gelebilecek, fiziksel mağazaları olmadan çok miktarda ürün satabilecek diye açıklama yapıyor. 95 yılında bırakın internette mağaza açmayı internetle ilgili herhangi bir yasa dahi yok ülkemizde. Peki işletme fakülteleri dekanları çıkıp ortak bir bildiri yayınlasa bu yasal değil dese, dükkan dediğinin kepengi olur vitrini olur dese…
Böyle bir cihaz olacaksa yani bir “ilaçmatik” olacaksa eczacılar bunu tasarlayan ekipte olacaktır.
Örnekleri çoğaltmak mümkün, bugün sağlık alanında da kullanılan abartısız binlerce cihaz var ve sayıları giderek artıyor. Bir çok meslek kolunun değiştiğini veya ortadan kalktığını ve yerini makinelere bıraktığını biliyoruz, neden bir gün eczacıların veya doktorların bugün yaptığı bazı işleri de cihazlar ve robotlar yapmasın? Böyle bir cihaz olacaksa yani bir “ilaçmatik” olacaksa eczacılar bunu tasarlayan ekipte olacaktır. Eczacılar ilaç dağıtım işini ve hasta danışmanlığı işinin bir kısmını bilgisayarlara yaptırabilir. Sonra eczacılar, yine kendi alanlarında daha önemli yeni bir işi yapıyor olurlar.
Bilim o meslek kolu ölecek diye endişelenip araştırmayı ve gelişmeyi bırakır mı? Öyle olsaydı dikiş makinesi olmazdı; elle dikin daha çok adam dikiş dikme işinde çalışsın işinden olmasın derdik. Fakat bugün kıyafeti üretmek değil tasarlamak önem kazandı. Kaybolan bir uğraş veya meslek yeni bir mesleği yaratıyor. Bu mesleği de uzaylılar değil onu geliştirenler icra ediyor. İlaçlar hastalara makinelerle ulaşacağı günlerde eczacılar daha önemli bir başka işi yapıyor olacaklar, işsiz olmayacaklar. “Aman bu meslek kaybolmasın” refleksiyle reel bir sorunun çözümüne yönelik bir projeye yasal dayanak gösterip karşı çıkmak bilimsel olmanın tam karşıtı her ne ise odur.
Ecz. Hasan Günel