Türk Eczacıları Birliği, Türk Tabipler Birliği ve Türk Diş Hekimleri Birliği ortak bir bildiri yayınlayarak sağlık çalışanlarının mağduriyetlerini dile getirdiler:
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL ile birlikte çıkarılan KHK’lar, birçok mağduriyetler yaratmaktadır. Bunlar arasında; mezunların gecikmiş atamaları, güvenlik soruşturması nedeniyle kamu görevine başlamanın engellenmesi, herhangi bir yargılama sürecine tabi tutulmadan ihraç edilen sağlık çalışanlarının kamuda çalışma hakkının engellenmesi ve asistan sağlık çalışanlarının anayasal hak olan eğitim hakkının engellenmesi de bulunmaktadır.
2016’nın ikinci yarısından itibaren sağlık emekçileri başta olmak üzere okullarından yeni mezun pek çok kişi atamaları yapıldığı halde görevine başlamak için beklemektedir. Devlet memurluğuna başlamak için tebligat bekleyenler uzunca bir süre cevap alamamakta, söz konusu bekleyişin ne zaman sona ereceğini öğrenebilecekleri herhangi bir kurum bulunmamakta, ilgili bakanlığa ulaşabilenler açısından ise aldıkları tek cevap güvenlik soruşturmalarının devam ettiği yönünde olmaktadır.
Sağlık çalışanları bu süre zarfında mesleğe başlayamamaları nedeniyle maddi kayba uğramakta, yaşamlarını ertelemek zorunda kalmakta, aynı zamanda da ciddi bir gelecek kaygısıyla yüz yüze kalmaktadır.
Hemen her fırsatta yetkililer ülkemizde sağlık personeli açığı olduğunu söylemektedir. Buna rağmen, hastalar hizmet beklerken sağlık çalışanlarının atandıkları görevlere başlayamaması anlaşılır bir durum değildir. Mevcut çalışanlar, göreve başlayamayan sağlık çalışanlarının yükünü de üstlenmek zorunda kalmaktadır. Bu durum, artmış iş yükü ve güvensiz çalışma koşulları nedeni ile hasta güvenliğini tehlikeye atmakta ve toplum sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir.
Yine güvenlik soruşturması olumsuz sonuçlanan az sayıda arkadaşımıza iletilen tebliğde yalnızca “657 sayılı DMK’nun 48. maddesinin 1. fıkrasının 8 numaralı bendinde belirtilen şartları taşımadığınızdan atamanız yapılmamıştır” denilmektedir. İlgili bendi; KHK ile kanuna eklenen güvenlik soruşturması ve/veya arşiv taraması yapılmış olmak bendidir.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı sağlık kurum ve kuruluşlarında çalıştırılmak üzere atanacak sağlık çalışanları yönünden güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılmasını haklı kılacak bir neden bulunmamaktadır. Çünkü sağlık çalışanları sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışmakta, hasta görmekte, tanı, tedavi, bakım, ilaç sunumu işlevlerini sürdürmekte, eğitim-öğretim çalışmalarına katılmaktadır. Sağlık çalışanlarının ulaşabileceği bilgi ve belgeler de yürüttükleri bu çalışmalara ilişkin bilgi ve belgeler ile sınırlıdır.
Oysa 657 sayılı Yasa’nın 48. maddesinde, devlet memurluğuna alınacaklarda aranacak genel şartların sayıldığı (A) bendine 29.10.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 676 sayılı KHK ile eklenen 8. fıkra ile “güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak” koşulu gizlilik dereceli bilgi ve belgelerin olduğu görevler için uygulanabilecektir.
Konu hakkında önceki Sağlık Bakanı Recep Akdağ Şubat ayında yaptığı açıklamada bu durumdan kendisinin de rahatsız olduğunu, güvenlik soruşturması sebebiyle sağlık emekçilerinin aylarca göreve başlatılmamasının doğru olmadığını belirtmiş “Bunu hem Emniyet Genel Müdürümüz hem de İçişleri Bakanımız ile görüştük aslında mesele çözüldü. Başlangıçta güvenlik soruşturması dediğimiz daha geniş kapsamlı bir şey bekliyorduk. Bundan vazgeçtik arşiv araştırması dediğimiz sadece kayıtlara bakılan bir yönteme döndük. Güvenlik soruşturması onun peşinden devam edecek. Yani arşiv araştırmasında bir olumsuzluğu olmayan kişileri biz atayacağız peşinden güvenlik soruşturmamızda sorun çıkarsa ona göre muamele yapacağız.” diyerek yasaya aykırı biçimde uygulandığını ifade etmiştir. Ancak aradan aylar geçmesine rağmen halen herhangi bir adım atılmamış, geçmiş dönemlerde mezun olan arkadaşlarımız işe başlatılmadığı gibi yeni dönem mezunlarımız da aynı şekilde bekleme sürecine girmişlerdir.
Ayrıca ilgili yönetmelikte “Güvenlik soruşturması ve arşiv taraması yapılması isteminin ilgili makama ulaşmasından itibaren arşiv taraması sonuçları en geç 30 gün, güvenlik soruşturması sonuçları en geç 60 gün içinde cevaplandırılır” ibaresi yer almasına rağmen devlet memurluğuna başlamak için beklenen tebligatlar 6-7 ayları bulabilmektedir.
Konuyla ilgili Sağlık Bakanlığının cevaplaması istemiyle TBMM’de verilen yazılı soru önergesinde güvenlik soruşturması sebebiyle işe başlatılmayan hekim sayısı ve güvenlik soruşturmalarının mahiyeti sorulmuştur. Henüz yanıt alınamamıştır.
Halkımızın nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için sağlık hizmetlerindeki istihdam açığının bir an önce kapatılması ve yaptıkları iş nedeniyle güvenlik soruşturması gerekli olmayan sağlık çalışanlarının, soruşturmaya tabi tutulmadan görevlerine başlamalarının sağlanması, sağlık çalışanı asistanların eğitimlerini sürdürebilmeleri için yetkilileri göreve çağırıyoruz.