Cumhuriyet Halk Partisi Ankara Milletvekili Ecz.Gamze Taşçıer: “Kadının yok sayıldığı bir dünya cehennemden başka bir şey olamaz”
Ecz. Gamze Taşcıer Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu dönem Ankara’dan tek kadın milletvekili. Bu anlamda sorumluğu büyük ama çok daha anlamlı bir sorumluluğu daha var ki o da çalışan annelerin meclisteki sesi olması. Gamze Hanım parlamentoya yemin etmek için geldiğinde şimdi 2 aylık olan bebeği Nehir karnındaydı. Parlamentonun kaçak yolcusu, vekili dediler Nehir için. O da annesi ile birlikte yemin etmişti sonuçta. Bu anlattıklarım işin keyifli kısmı, bir de çalışan anne olmanın zorlukları var elbette. Bu anlamda Gamze Taşcıer birçok kadının, annenin sesi olacak mecliste. Bu sorumluluğu çok önemsediğini söylüyor kendisi de. Evlerinde yaptığımız sohbette pozitif tavrı ve sakinliği ile her işin üstesinden gelen, güler yüzlü ve bir o kadar da çalışkan bir kadın portresi izledim. Eşi Ali Mert Taşcıer de Gamze Hanım’a her durumda destek olan örnek bir eş. Türkiye toplumuna örnek olacak, eşitlikçi, dayanışma içinde bir aile ile tanışmış oldum ve bu söyleşi sayesinde sizleri de onlarla tanıştırmaktan mutluluk duyarım.
Söyleşi: www.eczagundem.com
Gamze Hanım, Nehir sizin ikinci kızınız, şimdi bakınca çalışıp da ikinci çocuk düşünen çok az aile var. Siz bu yoğun tempoda nasıl cesaret ettiniz buna?
Ben ilk kızım Bahar’ı dünyaya getirdim, Bahar’ın 40’ı çıktı, ben o gün eczaneme gittim. Bizim anneanne ve babaannemiz hayattalar, sağlıklılar, bu anlamda belki birçok anneye göre şanslıyım, onlar destek oldular. Eşim, siz de gördünüz her an bana destek. Böyle olunca elbette daha cesur oluyor insan. Bir de Bahar da kardeşinin olmasını çok istiyordu. Biz de kardeşi olsun istedik, kardeşlik çok önemli çünkü. Ben çocuk yapmaya cesaret edemeyenlere hep şunu diyorum: “Ben bu yoğun tempoda ikinci çocuğu yaptıysam sizin hiç düşünmemeniz gerekiyor.” Tabii bunu çocuk sahibi olmak isteyenler için söylüyorum, yoksa illa çocuk yapın, 3 tane yapın, 5 tane yapın deyip de insanların hayatlarına bir müdahale gibi değil elbette.
Sizin hamile olmanız milletvekili adaylığınız sürecinde sorun oldu mu? Yani birçok kadın gebe kaldığında işinden oluyor, böyle bir gerçek var maalesef. Hamilelik çalışmaya engel olarak görülüyor. Sizin de bu anlamda önünüzde engeller oldu mu?
Kadın sistemin içinde erkelere göre çok daha fazla sürükleniyor. Dediğiniz gibi işyerlerinde en ufak bir sorunda önce vazgeçilen hep kadın çalışan oluyor. Gebelik de maalesef sorun olarak görülüyor. Oysa ben çok net bir örneğim. Nehir anne sütü ile besleniyor, bu çok önemsediğim bir şey elbette. Ben çalışan bir anne olarak sütümü sağıp biriktiriyorum. Nehir ben yokken de anne sütüyle beslenebiliyor bu sayede. En önemli handikap anne sütü meselesidir ve onun da çözümü var, gördüğünüz gibi. Bunun dışında, herkes her saniye evlatlarıyla bir arada olmak ister elbette fakat çok daha önemlisi çocuklarınızla kaliteli vakit geçirmektir. Ben bunu sağlamak için elimden geleni yapıyorum. Bütün bunları yaparken uykusuz da kalıyorum, evet ama hiçbir sorumluluğumu askıya almıyorum.
Dediğiniz gibi benim için de mutlaka denilmiştir “Bu kadın hamile haliyle nasıl çalışacak?” diye. Bunu diyenleri utandırdım biraz ama onlar da gebe kadınlar için bu kadar ön yargılı olmasalarmış. Bu anlamda çok ciddi bir sorumluluğum var, bunun bilincindeyim. Anneler beni takip etsin, benle dertleşsin istiyorum, onların sesi olmak için çabalıyorum. Umarım benim meclisteki varlığım onlar için olumlu olur.
Kadın siyasetçiler bebekleri ile kendi ülkelerinin parlamentosuna giriyor. Hatta Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, Birleşmiş Milletlerin Genel Kurulu Görüşmeleri’ne 3 aylık bebeği ile katıldı. Kadın siyasetçilerin bu çıkışları tüm dünyada ilgi ve beğeni ile karşılandı. Farkındalık yaratmak adına yapılan bu hareketleri şov amaçlı görenler de oluyor elbette. Ne dersiniz bu konuda?
Ben de bebekleri ile birlikte parlamentolarına giden siyasileri görünce ilgi ile izliyorum. O kadar önemli ki bu; bebeği olunca maddi manevi sıkıntıya düşmüş, çalışmak zorunda kalan, bebeğine bakacak kimsesi olmayan kadınların çaresizliğini bilmeyenler buna şov diyebilirler. Ama tüm dünya kadınların, annelerin, bütün doğal hallerini kabullenene ve bizleri eşit yurttaş olarak görene kadar farkındalık yaratmaya devam edecektir kadınlar. Kimse benim bebeğimin bana kambur olduğunu ima edemez! Kimse beni bebeğim olduğu için işten atamaz. Kadının hakları var ve çok haklıyız! Gücümüzü de haklılığımızdan alıyoruz. Şunu da söylemek gerek, kimse şov uğruna çocuğunu kullanmaz. Ancak kutsal bir amaç varsa orada her şey mubahtır. Takip edip alkışladığımız bu kadın siyasetçiler de çok kutsal bir işe imza atmışlar, hepsine bin selam olsun!
Ülkenin gündemi malum, ekonomik kriz. Siz de bununla ilgili bir basın açıklaması yaptınız, “Bebek bezi gram altın fiyatına yaklaştı” dediniz. Sizce ekonomik kriz kadını nasıl etkiledi?
Ben yaptığım basın açıklamasında asgari ücretli bir ailenin bir tane bebeği varsa maaşlarının yarısını o bebeğin zaruri ihtiyaçlarına harcamak zorunda olduğunu söyledim. Düşünün böyle bir evde faturalar mı ödensin? Kira mı ödensin? Mutfak alışverişi mi yapılsın? Ne yapılsın? Sorunları tespit ederken neden sonuç ilişkilerine bakmak gerek. Örneğin asgari ücretli ailenin tek maaşı var, onu da eve getiren erkek. Kadın çalışmıyor ya da bebeği olduğu için işten çıkarıldı ya da çalıştığı işyeri ekonomik kriz olduğu gerekçesiyle işçi çıkardı ve tabii ki gözden ilk çıkarılan kadın işçiler oldu, bu yüzden kadın çalışmıyor. Eve para getiren erkek de ihtiyaçları gidermekte güçlük çekiyor. Bakın yakın zamanda bir baba evladına pantolon alamadığı için intihar etti. Böyle sonuçları var bu krizin. Bir de yine can sıkan başka sonuçlar da var. Şöyle ki; erkek kendi “erkekliğini” sürdürmek için evdeki kadına şiddet uygulamaya başlıyor. Anlayacağınız, her sorunun sonu kadına şiddet olarak geri dönüyor. Kriz dünyanın her yerinde önce ve en fazla kadınları vurur. Sistem kadını yama olarak kullanır ve kendini devam ettirir. İşte bizler bunun karşısında durmak zorundayız. Kadının yok sayıldığı bir dünya cehennemden başka bir şey olamaz. Cenneti biz kadınlar var edeceğiz.